YamyamlaşmA-hali


"Herkes dünyayı değiştirmeyi düşünür, ama kimse kendisinden başlamayı düşünmez." (Tolstoy)

Bildiğiniz gibi bir süre önce "Ankara Anarşi İnisiyatifi" ismi altında ortaklaştığımız arkadaşlarla yollarımızı ayırdığımızı açıklamıştık. Bu açıklamayı yaparken, maddi-manevi ortaklaşa çabamızla kurulan mekana (ve süregiden yayın projesine) dair herhangi bir talepte bulunmamayı tercih ederek, bir şekilde "haklarımızdan feragat etmiştik". Ancak "Ankara Anarşi İnisiyatifi" isminin kullanımı konusu henüz netlik kazanmamıştı. Geçtiğimiz 1 Mayıs öncesinde, her iki grup da bu isimle birer çağrı yayınladı.

1 Mayıs'tan bir gün önce, 30 Nisan akşamı bize ulaşan diğer gruptan kişiler, "Ankara Anarşi İnisiyatifi" ismini kendilerinin kullanacağını, çünkü bizim değil kendilerinin bunu "hak ettiğini", "şimdiye kadar yamyamlaşmadıkları"nı ancak "bu ismi kullanmayı sürdürmemiz halinde yamyamlaşacakları"nı söylediler. Bununla yetinmeyip, bunu bir TEHDİT olarak almamız gerektiğini de açıkça ifade ettiler. Aramızda beş yıl kadar önce bu ismi "bulan" ve aynı isimle yıllarca faaliyet gösteren kişiler bulunduğundan, bu isim bizlerden bazıları açısından önemliydi; öte yandan, hiçbir zaman bu isim üzerinde "mülkiyet hakkı"mızın olduğunu da iddia etmedik ve etmiyoruz.

Bizim yolumuz yıllardır açık... Aramızda "mezun olduktan sonra" mücadeleye devam eden "çalışan" anarşistler de var, öğrenciler de. Üniversite kampüslerindeki mücadeleyi elbette önemsiyoruz ancak "öğrencilik" zamanı ve okul sonrası geçici işsizlik dönemiyle sınırlı bir zaman dilimine hapsedilmiş aktivizmin, kendinden menkul kibirinin getirdiği tehlikelerin de farkındayız. Faaliyetlerimize diğer gruptan ayrıldıktan sonra da devam ettik ve bundan sonra da devam edeceğiz. Bu anlamda, kendimizi olduğu gibi, anarşist/anti-otoriter faaliyette bulunan diğer kişi ve grupları da, ne bizden üstün ne de aşağı görüyoruz.

Üzülerek belirtmek isteriz ki, bizi TEHDİT ettikleri o "yamyamlaşmA-hali" gün gelir kendilerini de yiyip bitirebilir. İşte o zaman, "ah-haline, vah-haline" denilecek bir yayın, bir mekan bile kalmaz geride. Umarız, geride, anarşizm adına elle tutulur, "sağlıklı", tutarlı, ahlaklı, saldırganlıktan uzak, kendisini dünyanın merkezinde görmeyen, iktidarı yeniden-üretmeyen bir tutum kalır.

Önceki ayrılık açıklamamızdan sonra diğer grup tarafından "Ankara Anarşi İnisiyatifi" adıyla gerçekleştirilen faaliyetlerden sorumlu olmadığımızı ve bundan sonra da sorumlu olmayacağımızı vurgulamak isteriz. Bunun yanında bizler, TEHDİTkar bir grubun parçası olarak tanınmak, bu anlamda aynı ismi kullanan diğer grup ile karıştırılmak istemiyoruz; bu nedenle kendimizi bundan böyle "Anarşi Kolektifi Ankara" (AKA) olarak adlandırdığımızı duyurmak isteriz.

Umarız bu son "can-sıkıcı" açıklamamız olur, umarız yaşam ve mücadele içerisinde galip gelen iktidar(lar) değil, anarşi olur.

Anarşi için...


"Anarşi Kolektifi Ankara"

Yorumlar

Adsız dedi ki…
2007 - ODTÜ'den savaş-milliyetçilik karşıtı afiş adlı bildiriyi sitenizden çıkartırmısınız.yamyamların yazdığı bir bildiriyi niye yayınlıyosunuz ki hala.
tolga
Unknown dedi ki…
ya arkadaşlar benim birkaç yıldır gözlemlediğim birşey vardı oda Ankaralı anarşistlerin solcularla aşırı yakınlaşmalarıydı özellikle dtcf deki anarşistler Ve işte solcularla yapılan o sıkı fıkı işbirliği sonucu anarşistler olarak ayrışmalara girdik sanırım.Bildiğiniz gibi ayrışmalar solcu hastalığıdır. ben sadece anarşizme bu tür kavgaları çirkinlikleri sokmamamız gerektiğini düşünüyorum.ve şu söz hepimize birşeyler düşündürmelidir " önemli olan iktidarı almak değil gündelik hayat devrimleridir" sizin bu yaptığınız çocukca diyebileceğim atışmalar kavgalar bizimle ilgili yapılan eleştirileri artıracaktır.kusura bakmayın ama sizin bu (iki tarafa da sesleniyorum) iktidar hırsına benzeyen kavgalarınız anarşizme zarar veriyor. Şunu unutmayın ankarada anarşizmi savunan sadece sizler değilsiniz tanımadığınız o kadar çok insan varki onlarla iletişime geçmek için uğraşmak yerine kendi aranızda kavga etmeyin lütfen.
"Söz konusu afiş-bildiri metni ayrılık öncesi döneme (Ekim 2007) ait
olduğundan ve dağıtımında/asılmasında (şu anki) AKA katılımcıları
bizzat yer aldığından yayınlanmasında bir sakınca görmüyoruz."
Beyrut Cafe & Bar dedi ki…
aman aman... siz ne yapmışsınız böyle. o yamyamların o ensest bildirisini ne diye tutuyorsunuz burada. hiç vakit kaybetmeden kaldırın onu derim, alimallah okuya okuya yamyamlaşacaksınız...

ve hatırlayınki onu yazan yamyamlar mahkemelik olup hüküm giydiler. gelecek istemesende ey modern, uygar anarşist(!) ödenen bedele saygın olsun, yolun da açık!!!
Unknown dedi ki…
ya tamer karayamyam kardesim , buralarda ne diye sanal anarsistlik yapiyosunuz ki? sikiverin topuklarina iki tane bak nasil siliverirler resmi.kulunuz olurlar valla.bizim gibilere bu yakisir kardesim oyle buralara yazmak yok bizim kitabimizda.siz daha yenisiniz galiba..
Unknown dedi ki…
yahu alismayinca..siliverirler resmi demisim ya.yaziyi yani.ama sen bi sık topuklarina valla emin ol olmayan resimleri de silerler.hehhe.yolu budur guzel kardesim.tehdit etmisiniz yarim birakmisiniz.bi de sıkıverecektiniz topuga ya..
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Türkiyeli Anarşistlerin tarihinde görülmedik bir olay da değil. Şiddeti var edenler ve var edenleri "önderi" seçenler yine kendi şiddetleri ile de yok olurlar.

Lidersiz, öndersiz, iktidarsız ve şiddetsiz, anarşistçe yaşam dileği ile
Merhaba Tamer Karayamyam

İnsanlar okumakla degil, okumamakla yamyamlasir. Okumaktan korkmamak gerek.

Eger sozunu ettigin, hukum giyme olarak bildigin Halil Savda ile dayanisma eyleminden yola cikilan 3 saatlik gözlati ise, hemen hatırlatıyım ki; "biz oradan geciyorduk bilgimiz yoktu o pankartlari elimize tutusturdular" ve "ben memeleketten yeni gelmistim ne oldugunu dahi anlayamadim elime tutusturdular o pankarti" uslubundaki ifadeleri ile berat ettiler ve 318 TC gundeminden dustu. Degil hukum giymek berat ettiler ve 318 i gundemden dusurduler.

Ancak Serpil Köksal ozgurlugunu ipotek altina aldi ve temyize gitti ki ceza ciksin da 318 gundemden dusmesin.

Bedel siddeti fetislestirerek odenmez, bedel mucadele vererek odenir. Bedel yola ciktigin yoldaslarina yamyamlasarak odenmez, iftira atarak odenmez.

Bedel emeklerini, edinimlerini yoldas diye yola cikanlarin zaptemeleri ile odenir.

Senin de, tum anarsistlerin de yolu acik olsun, siddetle yuklenenlerin ise uzak yollari alabildigine uzak ve acik olsun.
duy-bizi dedi ki…
Bu yorum yazar tarafından silindi.
duy-bizi dedi ki…
Topuğa sıkmak şöyle dursun, pavyon basar haraç da alır. Solcu agzi ile kendilerini "mücadele verenler" olarak betimlemeleri de çok yakışmış onlara. Ne bedeli ödüyorlarmış merak içerisindeyim. Bu işler gönüllülük üzerinedir, bedel ödediğini düşünen gölge etmesin de başka ihsan isteyen yok. Bu yamyamlar eskaza bir özgürlük mücadelesinde aktif yer alsalar, beraber özgürleştikleri halka etmedik zulum bırakmazlar, o birlikte kazanılan özgürlüğün merkezine koydukları egoları ile yoldaşlarına ödetmedik bedel bırakmazlar, efendileri olduklarını sanacak kadar da faşistler, zavallı karaböcükler.
Adsız dedi ki…
Derdimiz topuğa sıkıp cezalandırma meselesi olsaydı, bu zan altında bırakılıp suçlanmaya başlanılan tarihten bu güne kadar çoktan yapılmıştı zaten.Bugüne kadar sustuk, kesinlikle yapılan suçlamalara ne yazılı nede sözlü hatta nede cezalandırma şeklinde tamamen, yapılan mücadeleye yabancılaşma şeklinde,bir cevap verilmiştir.Çünkü düşündük ki gün gelir bizle uğraşmayı bırakıp gerçekten anarşi için yararlı işler yaparlar diye ama yanıldık alışkanlıklar değişmiyor bir türlü,biz bu süreçte gazeteyi çıkarmaya devam ettik.Ama be güzel kardeşlerim aka yı kurduğununz günden bugüne hatta aai nin kurulmasından günümüze, siz,bir karşıtı tarafından örgütlenme dışında ne yaptınız ben sorarım.-Örgütsüzlüğü örgütlediniz-.Bu yılın başına kadar bir agf sendromu, bir taçanka bunalımı derken anarşist bürokratlığınızı gün ve gün pekiştirdiniz, bir bakıma " o her zaman karşıtı olduğunuz!!!" anarsist otoriterlere dönüstünüz ve bunu yaparken kendi yaşam tarzınızdan hiç taviz vermediniz. Ankara da anarsiyi kontrolünüz, hatta himayeniz altına aldınız bir çok insanı bu reformist, konformist tavrınızla mücadeleye küstürdünüz.Derdimiz muhalif sesleri bastırıp iktidarı ele geçirmek değildir ama iktidarların hegomonyasına karşı mücadele verdiğimiz bu yolda önümüze taş koymaya çalışanlara karşıda gözümüz karadır.Derdimiz bu topraklarda anarsist bir gelenegi bugünden inşa etmeye başlamaktır,kurucu olmaya çalışmaktır.Derdimiz köşelerimize çekilip,bu sistemin bütün hegomonyasını kabul edip bunun üstüne birde ahkam kesmek değildir.

Ama artık sanırım sabrımız taşmaya başlıyor yavaştan.Sizi biraz olsun ahlaklı davranmaya davet ediyoruz.Bize karşı olmasa bile mücadelemize ve çabamıza karşı bir saygı bekliyoruz. İnsanları geri çekilmekle antimilitarizmi gündemden düşürmekle,bedel ödememekle suçlarken önce bir kendinize bakmalı ve ona göre hareket etmelisiniz.Oysa açıp bir Ahali yi okusaydınız her sayıda antimilitarizm ve vicdani red konusuna ne kadar önem verildiğini görürdünüz. Artık yeter,bizim sorunumuz sizle değil,bu sistemin kendisiyle.

tolga

Not: aman gözünüzü seviyim bunuda bir tehdit olarak algılamayın.sonra yine uğraşmayalım.

Bu blogdaki popüler yayınlar

STOP SOPA

Kaczynski'nin mirası... *

Rus İşgalinde Ukrayna Direnişine Katılan Anarşistlere İlişkin Anarşist Bir Analiz