"Musibet”ten Kurtulma Üzerine
Geçtiğimiz gün “DAF’tan Ayrılan Bireyler” imzasıyla yayınlanan bir açıklamada, DAF kısaltmasıyla anılan Devrimci Anarşist Federasyon’un “lideri ve eşi” olarak tanımlanan kişiler tarafından özellikle kadın DAF üyelerinin fiziksel şiddet, emek sömürüsü, sözlü taciz vb. türde baskı ve tahakküme maruz bırakıldıkları ifade ediliyordu. Hemen ardından, DAF adına yapılan açıklamada ise “bahsedilen şiddet olaylarından bazıları dışında yazılanları kabul etmemekle birlikte”, iki yıldan beri “yaptırım uygulan”dığı ve “gözlem”lerin sürdürüldüğü savunuldu. Bütün bunlar olup biterken kimi DAF üyelerinin söz konusu şahıslara sahip çıkan açıklamalarıyla da karşılaştık. Ne yazık ki bütün bu gelişmeler, bundan tam 20 yıl önce, AGF (Anarşist Gençlik Federasyonu) ismini taşıyan örgütün bazı anarşistlere yönelik (o tarihte bizlerin de açıkça kınadığı) şiddet olaylarını ve her nedense diğerlerinden daha “devrimci-mücadeleci” olma iddiasıyla birlikte filizlenen lider kültünü aklımıza getirdi. Esasen bahse ko